GÖNÜLLÜ OLMAK İSTER MİSİNİZ

Arakan Neresi?

Arakan Neresi?
1 Ocak 2014
Arakan Neresi – Müslüman nüfusun çoğunlukta olduğu Arakan Nerede? Arakan Neresi? Budistlertarafından katledilen müslümanların yaşadığı yer Arakan Nerede Yer Alıyor?

Arakan Neresi?

Dr. Mehmet Sılay

Arakan, Myanmar’ın kuzeybatısında yer almaktadır. Arakan nüfusunun önemli çoğunluğunu “Rohingya” Müslümanları ile Budist “Rakhine”ler oluşturmakta. İslam, Arakan’da 8. yüzyıldan itibaren bölgeye gelen Müslüman tüccar ve dervişler vasıtasıyla yayıldı. Arakan’da 1430’da bir İslam devletinin kurulduğu ve bu devletin 1784 yılında Budist krallık tarafından işgal edilinceye kadar 354 yıl bağımsız bir devlet olarak kaldığı bilinmektedir.
 

1948 yılından beri Budist Myanmar devletinin işgali altında bulunan Arakan’daki Müslümanlar, büyük baskı ve kısıtlamalar içerisinde yaşamlarını sürdürmeye çalışımakta. Bölgede Müslümanların evlenmeleri, seyahat etmeleri ve okumaları yasaktır. Müslüman çocukların sadece ilkokula kadar okuyabilmelerine izin veriliyor. Müslümanların seyahat yasakları o kadar geniş ki başka bir kasabaya ailelerini ziyarete gitmek için bile izin almaları gerekiyor.
 

1 Milyondan fazla Arakanlı Müslüman başta Bangladeş olmak üzere Pakistan, Malezya, Suudi Arabistan’da çok kötü şartlarda mülteci olarak yaşam savaşı vermektedir. Kamplarda açlıktan toplu ölümler alışılagelmiş bir durum haline gelmiştir.

 

Kısaca Arakan Tarihi

 

Bir Güneydoğu Asya ülkesi olan Arakan; Bangladeş, Hindistan ve Çin ile komşudur. Arakanlılar geçmişte 50 bin kilometre karelik bir toprak parçasında yaşıyorlardı ve bu bölgeye Arakan deniyordu. Fakat şu an Arakan Halkı 10 bin kilometre karelik bir bölgede yaşıyor. Arakanlı Müslümanların nüfusları da 2 milyona düştü. İslam’ın Arakan’a ilk defa 8. yüzyılda bölgeye gelen Arap tüccarlar ve dervişler vasıtasıyla girdiği tahmin ediliyor. 13. yüzyıla gelindiğinde Arakan Halkı tamemen Müslümanlaştı ve 1430 yılında Arakan İslam Devleti kuruldu. Arakan İslam Devletinin ilk sultanı ise Süleyman Şah’dır. Arakan İslam Devleti 1784 yılına kadar bölgeye hükmetti. Bu dönemde Arakan bir ticaret ve ilim merkezi oldu. Portekizliler, Hollandalılar uzun yıllar Arakanla ticaret yaptılar ve Arakan ekonomik olarak güçlü bir hale geldi.

 

İSLAM DEVLETİNİN HÜZÜNLÜ VEDASI

 

Bugün petrol ve doğalgaz açısından Güneydoğu Asya’nın en zengin topraklarına sahip olan Arakan, tam 350 yıl İslam’la yönetildi. 17OO’lü yıllardan itibaren Budist Burma Sultanlığı’nın saldırılarına uğramaya başlayan Arakan İslam Devleti, Müslüman Halkın gösterdiği büyük direnişe rağmen 1784 yılında yıkıldı. İslam Devletinin yıkıldığına şahit olan Arakanlı Kadınların günlerce gözyaşı döktükleri rivayet ediliyor. Burma Sultanlığı, Arakan İslam Devleti’ni yıksa da bölgeye tam olarak hâkim olamadı. 19. Yüzyılda Arakan’ı işgal eden yeni sömürgeci güç İngiltere’ydi. Arakan’ı iliklerine kadar sömüren ve Arakanlı Müslümanları maden ocaklarında zorla köle olarak çalıştıran İngiltere, bölgeden ayrılırken Arakan’ı Burma Sultanlığı’na bıraktı. İngiltere, Ortadoğu’da oynadığı oyunun aynısını bu sefer Asya’da oynuyor, burada da cetvellerle sınırlar çizerek ardında kalan sorunlar yumağıyla bölgeyi askeri olarak terk ediyordu.

 

ARAKANLILAR’IN ÇİLE DOLU GÜNLERİ

 

Myanmar geçmişte Burma Sultanlığı olarak biliniyordu. Fakat Burma Sultanlığını deviren Askeri Yönetim, ülkenin adını Myanmar olarak değiştirdi. Myanmar’ın nüfusu şu an 51 milyon civarında ve Myanmar halkının yüzde 80′i Budizme inanıyor. Arakan Halkı, İslam Devleti’nin yıkılmasının ardından Budistler tarafından sürekli olarak din değiştirmeye zorlandı. Fakat Arakanlı Müslümanlar her ne pahasına olursa olsun dinlerini terketmediler. Bunun üzerine Burmalı Budistler, askerlerden aldıkları destekle Arakanlı Müslümanlara yönelik büyük bir katliama giriştiler. 28 Mart 1942 yılında ilk olarak Minbya şehrine bağlı Çanbilli Köyü’nde başlayan, daha sonra da bütün Arakan’a yayılan bu katliamda en az 150 bin Arakanlı Müslümanın öldüğü tahmin ediliyor. Bu tarihi katliam esnasında yüzbinlerce Arakanlı vatanını terk ederek komşu ülkelere sığındı.

 

NE WİN ARAKANLILARA SAVAŞ AÇTI

 

Toprakları işgal edilen Arakanlı Müslümanlara yönelik ikinci saldırı dalgası 1962 yılında askeri darbe ile yönetimi ele geçiren Komünist General Ne Win tarafından başlatıldı. Yüzlerce İslam Âlimini kurşuna dizdiren Ne Win, Arakan’daki bütün camilerin kapısına kilit vurdurdu ve camiler birer eğlence mekânına dönüştürüldü. Ne Win’in imza attığı en büyük zulüm ise Arakanlı Kadınlara yapılanlardı. Arakanlı Kadınlar askerler tarafından toplama kamplarına götürüldüler. Bu kadınların birçoğu toplama kamplarında tecavüze uğradı ve tecavüz sonucu hamile kalan kadınlar zorla Budist erkeklerle evlendirildi. Bu dönemde yine hacca gitmek, kurban kesmek, toplu olarak namaz kılmak ve diğer ibadetler yasaklandı. İnsan hakları kuruluşları tarafından açıklanan resmi rakamlara göre Arakan’da 1962 ile 1984 yılları arasında 200 bin Müslüman öldürüldü. 1 miyona yakın Arakanlı da komşu ülkelere, özellikle de Bangladeş’e kaçtı.

 

İZİN ALMADAN ÇOCUK YAPAMIYORSUNUZ

 

Arakan’daki müslümanlar bugün de Mymar Askeri Diktatörlüğü tarafından dayatılan inanılmaz uygulamalarla karşı karşıyalar. Evlenmeyi veya çocuk sahibi olmayı düşünüyorsanız, mutlaka devletten izin almak zorundasınız. Bu nedenle evlilik yaşı gelen Arakanlı Gençlerin birçoğu ülkelerinden kaçarak başka bir ülkede evleniyorlar. Arakanlı Müslümanlara getirilen bir başka yasak da seyahat yasağı. Ülke içinde bir yerden başka bir yere gitmek istiyorsanız veya evinize bir misafir gelecekse bu durumu mutlaka devlete bildirmeniz gerekiyor. İnsanı hayrete düşüren bir başka yasak da eğitim alanında. Arakanlı çocuklar sadece ilkokul eğitimi alabiliyorlar. Arakanlı bir çocuk lise veya üniversite okumak istiyorsa mutlaka din değiştirip Budist olmak zorunda. Arakan’da şu an, ezan okumak veya çocuklara Kur’an dersi vermek ölüm sebebi olarak yetiyor. Mymer’deki bütün bölgelere 24 saat elektrik verilirken, Arakanlılara günde sadece 4 saat elektrik veriliyor. Yine Arakanlı Müslümanların internet gibi iletişim araçlarını kullanmaları da askeri yönetim tarafından yasaklanmış durumda.

 

ARAKANLI MÜSLÜMANLARLA NE KADAR KARDEŞİZ?

 

Arakan’da yaşananlar sadece bu anlattıklarımla sınırlı değil elbette. Bu anlattıklarım yaptığım kısa bir araştırma sonucu tespit edebildiklerim. Ülkeye hâkim olan baskı rejimi nedeniyle Arakan’dan dışarı doğru dürüst haber çıkmıyor. Kim bilir Arakanlı Müslümanlar her gün ne tür sıkıntılarla karşı karşıya kalıyorlar’ Arakanlıların Türkiyeli Müslümanların kardeşliğine, desteğine ve dualarına bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaçları var. Bizden Filistin, Irak, Patani, Çeçenistan, Afganistan ve Somali için ettiğimiz duaların arasına Arakan’ı da eklememizi ve Osmanlı Halifelerinin torunları olarak onlara kol kanat germemizi istiyorlar. Bu masum ve anlamlı istek inşallah bir gün gerçekleşir.

 

Arakan çilesinin tarihçesi

 

2011 yılında askeri cuntaya veda eden Burma'nın yeni ve reformcu yönetimi askeri cuntayı aratmayacak icraatlar sergiliyor. Dünya da buna seyirci. 'Kurdun adı çıkmış tilki var baş keser' diye bir deyim var. Aynen öyle. Askeri rejim gitmiş ama sözde reformcu rejim onu aratmıyor ve demokratik açılım altında adeta etnik ve dini temizlik yapıyor. Batı'nın da kılı kıpırdamıyor. Onun ötesinde mazlum halkının önüne rehber olarak düşmüş olan Nobel ödüllü Aung San Suu Kyi de Firavun gibi halkını ayırıyor. Budistlerle Müslümanlar arasında ayrım gözetiyor. Dolayısıyla Güney Afrika'da Mandela'nın yaptığını yapamıyor. Burma veya Myanmar'da şöyle bir algı var. Arakan halkı bölgeyi Hint Altkıtasından İngilizler tarafından aracı bir halk olarak getirilmiş. Halbuki, tarihi kayıtlar bunu tekzip ediyor. İslam'dan hemen sonra kıyı bölgelerine gelen Müslüman tüccarlar vasıtasıyla bura halkı İslam ile tanışıyor. Bundan dolayı Suudlu Diplomat Ali Gamidi, Arakanlı Müslümanların tarihinin İngiliz sömürgeciliğiyle birlikte başlamadığını aksine bölgede İslam'ın tarihinin 13 yüzyıllık bir geçmişe dayandığını beyan etmektedir. Aksine sömürgecilik dönemi Müslümanları bölük pörçük ve yamalı bohça haline getirmiştir. Devletlerini ve güçlerini dağıtmıştır. Müslümanlar sadece Burma kıyılarında veya Arakan'da değil bölgenin bütününde ve özellikle kıyı şeridinde bulunuyorlar. Tayland'ın Patani bölgesi ve Moro bu gerçeğe tanıklık ediyor. Ve özellikle Filipinler'de; İspanyol sömürgeciler tarafından burada Hıristiyanlık yayılmadan önce Müslümanların hakim konumda olduklarını görüyoruz. Burmalıların iddia ettiği gibi Müslümanları buralara sömürgeciler getirmemiş bilakis sömürgeciler bölgeye Endülüs modelini yani yok etme modelini getirmişlerdir. Endülüs modeli, asimilasyon, tehcir ve toplu katliam hatta yakmadan ibarettir.

İspanyollar Filipinler'e geldiklerinde burada da Müslümanlarla karşılaşıyorlar ve bu karşılaşma ile Moroco akıllarına geliyor bu nedenle de Filipinler'de Müslümanların yaşadıkları bölgeye Moro adını veriyorlar. Sömürgecilik dönemi ise bölgedeki Müslümanların konumunu zayıflatmış ve altüst etmiştir. 1857 tarihinde Hindistan'da İslami Moğol İmparatorluğunun İngilizlerce vahşi bir biçimde yıkılması ve bunun üzerine Müslümanların talihlerinin sönmesi gibi. Arakan bölgesinde Müslümanların kurmuş olduğu devlet 350 yıl hüküm sürmüştür. Süleyman Şah'ın tarafından tesis edilen Müslüman krallık 1430'dan 1748 yılına kadar devam etmiştir. Bu dönemde 48 kral hüküm sürmüştür. Bu devlet sikke ve para bastırmış ve paralar üzerinde tevhit gibi İslam sembolleri kullanmıştır. İslam devletinin yıkılması üzerinden yüzyıl geçmeden bölgeye İngilizler damlamış ve burasını sömürgeleri arasına katmışlardır. 1824 yılında İngilizler Burma'yı Hindistan sömürgelerine bağlamışlar lakin 1937'de müstakil bir sümürge idaresi statüsü tanımışlardır.

Orta Asya'dan Çin, Moğol ve Türk asıllı kavimler vaktiyle buraya göç etmişlerdir. On birinci asırda kurdukları bir devletle tarih sahnesine çıkan Burma, 13. asırda Kubilay Han tarafından işgal edilmiştir. İkinci Dünya Savaşında Japonların işgaline uğrayan ülke, Japonların yenilmesiyle biten harbin nihayetinde (1945'te), İngilizlere karşı bir bağımsızlık savaşı başlatarak, 4 Ocak 1948'de İngilizlerin çekilmesiyle bağımsızlığını ilân etmiştir.

Sömürgeciliğin bitmesiyle Müslümanların çilesi bitmemiş bilakis artmıştır. Hatta şiddetlenmiştir. Özellikle de askeri darbeler sonrasında ve kapalı rejimler altında Müslümanlar büyük sıkıntılar çekmişlerdir. 1962'de yapılan darbeden sonra 200-300 bin Müslüman Bangladeş'e sürülmüştür. 1974'te kabul edilen bir anayasa ile ülkede sosyalist bir rejim kuruldu. Bu sosyalist idare Jivkov tarzı bir etnik asimilasyon ve tehcir kampanyası yürütmüştür. Birbirinden model devşirmişlerdir. 1988'de demokrasi yanlısı hareketi bastırarak iktidara el koyan askeri yönetim, bütün partileri dağıttı. Askeri yönetimin başında bulunan General Saw Maung, 1992'de geçirdiği bir sinir rahatsızlığı nedeniyle görevi bırakmak mecburiyetinde kaldı. Yerine General Tan Shwe geçti (1993). Askeri rejim 2011 yılına kadar mütemadiyen devam etti.

1962 darbesinden 20 yıl sonra 1982 yılında Arakan Müslümanları yabancı kabul edildi ve vatandaşlıkları ellerinden alındı. Bundan önce 1978 tarihinde de yüzbinlerce Müslüman yine Bangladeş'e doğru tehcire maruz kalmıştır. Tehcir sırasında yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 40 bin Müslüman zor şartlar altında vefat etmiştir. 1988 yılında ise nüfus yapısının değiştirilmesi planı çerçevesinde 150 bin Müslüman yerlerinden yurtlarından sökülmüştür. 1991 yılında ise Müslümanların da oylarıyla birlikte muhalif Milli Demokrasi Partisinin seçimleri kazanmasıyla birlikte Müslümanlar yeniden cezalandırılmış ve seçim sonuçları iptal edildiği gibi bunun hesabı da müslümanlardan sorulmuştur. 1991 tehcir dalgası sırasında da yarım milyon Müslüman yerlerinden yurtlarından sökülmüştür. Demek ki, Burma'da aralıklarla Endülüs modeli uygulanıyor. Endülüs'te de jenosit ve soykırım aralıklarla birlikte yürütülmüştür

Ankara Yardımeli Derneği
/AnkaraYardimeli
@AnkaraYardimeli
0312 309 10 06
Yazılım ve Tasarım: Tekin Medya